Bütün dünya'nın son derece haklı bulduğu şekilde Türkiye, Sınırlarının güvenliği için Suriye ve Irak bölgesinde ciddi bir barış harekatı başlattı. Bu Harekatın en büyük özelliği herhangi bir çıkar hesabına dayandırılmamış olması. Türkiye herhangi bir ülkenin toprak bütünlüğüne karşı bir işgal harekatı başlatmadı veya herhangi bir etnik temizlik için kolları sıvamadı. Yalnızca sınır güvenliği için kendisine karşı tehdit unsurlarını temizleme hareketi içine girdi.

Bu Temizlik harekatı sırasında, burnunun dibinde kazılmış beton dökülmüş çelik kalıplar ile sıvanmış, akıl almaz tüneller, sığınaklar, depolar, gözetleme kuleleri, Amerikan füzeleri, Alman yapımı otomatik silahlar ve NATO'nun kullandığı mühimmatlar ile karşılaştı.

Artık bütün Türk dünyası biliyorki, bu bölgede süper güçlerin bir çıkar çatışması var. Türkiye'nin yaptığı sadece bu çıkar çatışmasını sınırlarından uzak tutmak. Ne haliniz varsa görün, ama pisliğinizi bize temizletmeyin diyor Türkiye.

Terör grupları, bu çıkar çatışmasının figüranları ve dünyanın en güçlü 3. ordusuna sahip Türkiye için, kendisine eli kanlı terörist görüntüsü vermeye ve bunun için sivilleri ve çocukları kullanmaya çalışan soytarı gruplarını 48 saat içinde toprağa gömmesi hiç ama hiç te zor değil.

Avrupa sokaklarında kendilerini yerden yere atan bizi öldürüyorlar diye canhıraş çığlıklar atan ve bunlara destek vermek için ortaya çıkan soytarıların da bölgede yaşananlardan bihaber Türk düşmanı, Türkiye düşmanı, Türk Dünyası ve İslam alemi'nin düşmanı zavallılar olduğunuda belirtmekte fayda var.

Türkiye, sınır çevresinde kendisine zararı dokunacak bütün bu gübre artığı, pislikleri, çalıları, çukurları, tırpanlamak konusunda oldukça titiz çalışıyor. Fidanları çiçekleri koruyor dikenleri ayıklıyor. Sadece bu inceliği bu hassasiyeti ve bu merhameti yüzünden arslan gibi evlatlarını şehit veriyor.

Türkiyenin bu hassasiyeti olmasaydı çoktan etraf bu pislikten temizlenmiş olurdu. Sonuçta bu pislik temizlenecek ve ortadoğuda Barış ve istikrarın kapısı da Türkiye sayesinde böylece aralanacak.

Yazının devamını okumak için lütfen üye girişi yapın